Zihnimizde çınlayıp duran ses, diyor ki; "Tadını çıkar!"; "Keyfine bak!" Zaten günümüzün en gözde lafı "keyif", en aranan şey ise "tat." Ama kimse "değer"den söz etmiyor. Bize "hayatın değerini bil; değerini bil her şeyin" diyen yok! O yüzden içten içe çürüyoruz! Bütün tatlar hızla çöpe gidiyor, keyifler bozuluveriyor!
"Değerli dostluklar" ın devri geçti mi, ne? Herkes "eğlenceli arkadaşlıklar" peşinde... Birbirimizi hızla tüketip geçiyoruz.
Sevinç ve şükür duygusunu "değer bilmek"ten kopardık! Oysa şükür, "oh" deyip keyif çatmak değil, derin bir iç çekiştir. Sadece "an"ın değil, gelenin ve gidenin "değeri"ni bilmektir.
Bazı tanıdıklarım var... "Arkadaşlık kapısı" hep açık insanlar bunlar. Giren, çıkan belli değil. İlk bakışta, "ne güzel" diyorsunuz, "nasıl da cana yakın insanlar bunlar!" Sonra aynı kapının önüne çöp diye bırakılanlara bakıyorsunuz. Ortak anılar, mahrem paylaşımlar... Hepsi orada! Hepsi hızla çöp olmuş!
HAŞMET BABAOĞLU