Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

grafiker olmak istiyorum.ama nasıl?

kagan66

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
6 Ara 2007
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
selamün aleyküm.üstadlar!ben üç yılı aşkındır photoshop la ilgileniyorum.photoshopta ileri seviyedeyim diyebilirim.ama ben hep hobisine uğraştım.bu forum sitesine girine kadar.şimdi benim grafiker olabilmem için neler gerekli photoshop yeterli mi.bu işte çalışma alanları nerelerdir?eğer cevaplandırırsanız sevinirim.
 

güneş gün

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
12 Mar 2008
Mesajlar
327
Tepkime puanı
3
vealeykümselam photoshop la ilgilenebilirsiniz bu alanda çok iyide olabilirsin ama çok düşünemezsen sadece önüne konulanı yapmaya çalışırsan olmaz sanırım o zaman taklitçi çizim yapan olursun yani hayal gücünüde yanına almalısın..ve daha fazlasını da....bunun eğitim birimleri var yani üniversitelerden bahsediyorum kısa dönemli kurslardan değil... ben fazla bişey söylemeyeceğim benden çok daha iyi bilenler buraya cevaplar yazacaklardır...ancak size formu iyice okuyup araştırmanızı diliyorum yani formda sizin için önceden yazılmış pek çok cevap ve konu var.. ayrıca form kurallarını okumanızı öneriyorum...sizin sorunuza cevap oluşturacak konular zaten mevcut ve aynı konudan tekrar konu açmak form kuralşlarına aykırı...dilerim ileride iyi bir garfiker olursunuz...
 

user82

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
8 Nis 2008
Mesajlar
323
Tepkime puanı
8
photoshop pixel bazlı bi program sana tavsiyem vektorel bi program (corel yada freehand hatta ogrenebilirsen indesign ve illustrator) ogrenmen forumu arastır derim
 

kagan66

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
6 Ara 2007
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
bilgilleriniz için teşekkür ederim.arkadaşlar
 

onuraskin

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
14 Ara 2007
Mesajlar
8
Tepkime puanı
1
Öncelikle merhaba Grafiker olmak bilgisayardan bir kaç efek bilmek değildir bilgisayar sadece sunumda kullanılan bir araçtır öncelikle çok iyi bir tasarım zekasına sahip olman ve akademik eğitim alman gerekir akedemik eğitim almanın şartları iyi bir desen ve tasarım gücünü ortaya çıkarıcak imgesel yapmaktır.İnsanlar grafiker olmak için senelerini vermektedir.4 sene güzel sanatlar lisesinde 4 sene de Güzel sanatlar fakültelerinde eğitim alarak 8 senelik eğitim sürecinden geçtikten sonra emin adımlarla grafiker olmaktadır.Ancak piyasada bir kaç program bilerek şablonlar üzerinde müşterinin istekleri doğrultusunda değişim yaparak piyasa işleri yapmaktadırlar ancak bu sürekli olamaz tasarım zekasına sahip olmayan bir insan ilerde mutlaka bir yerde üretemez hale gelir onun için Güzel sanatlar lisesi ve güzel sanatlar fakültesi grafik tasarım bölümünde okumanı tercih ederim grafikerlik sadece Photoshop programına tabii tutulamaz gelişen her teknolojiyle programlar yeni sürümlerini piyasaya sürmektedirler... İyi çalışmalar dilerim.
 

bikesu

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
2 Kas 2007
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
insanlar 4 sene okuduktan sonra bile grafikerlik konusunda akademik eğitimi olmayan insanların yanında stajyer konumunda bile faydalı olamayabiliyorlar. o nedenle işin eğitim kısmının illa ki lise yada üniversite ile sınırlı olması fikrine katılmıyorum. ama tasarım yapabilecek zevk ve zeka düzeyi kesinlikle şarttır o konuda hemfikirim. bir de başkalarının tasarımlarından esinlenerek üzerinde sadece birkaç değişiklik yapan sonra sıkılmadan ben yaptım diyenler var ki bunlar işte ne yaparlarsa yapsınlar operatörden fazlası olmazlar.
 

onuraskin

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
14 Ara 2007
Mesajlar
8
Tepkime puanı
1
Bazı sözlerinize katılmıyorum öncelikle her alanda donanımlı kişilerin yetişmesi için eğitimin en baş temel kural olduğunu söylemem gerekir sizin söylediğin istisna olabilir istisnaların hiç bir önemi yoktur..Eğitimsiz bir grafiker kendine grafiker adını takması sizce eğitimli bir insanın yaptığını hiçe saymak gibi olmuyormu ama görüyoruz yaratıcılık yok görsellik yok ilerde mutlaka iş üretemez hale geleceklerdir piyasa işi kolaydır müşteriyi memnun et yeter...
 

Melih Yongacı

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
1 Şub 2008
Mesajlar
57
Tepkime puanı
3
Yaklaşık 1 yıl önceydi. Bir gün çalıştığım işyerine bir arkadaş geldi. Kendisi işyerimizde yardımcı grafik tasarımcı olarak çalışmak üzere işe alınmış bir kişiydi. Tanışma anında yüzüne ilk baktığımda temiz bir yüz ve masum bir bakış ilk göze çarpan özellikleriydi. Sanırım 1 dakika kadar yüzüne hiç bir şey sormadan baktım. Sahip olduğu yüz ifadesinden ve karşımda oturduğu koltuktaki duruşundan ve en önemlisi de sahip olduğunu ifade etmek için göstermesi gereken duruşundan nasıl bir psikolojiyi üzerinde taşıdığını anlamaya çalışıyordum.

Çalıştığım reklam ajanslarına çeşitli dönemler stajyer olarak gelen öğrencilerin dönemsel olarak bulunmaları ve mezun olanların ise aramıza yeni katıldıklarında sahip oldukları bilgi düzeylerini belirlemek adına ve kendileriyle iyi bir başlangıç yapabilmek düşüncesiyle yaptığım konuşmaların bir benzerini bu yeni gelen arkadaşla yapmak ve birbirimizi tanıma sürecini olumlu bir şekilde başlatabilmek için bazı şeyleri sormam gerektiğini düşündüm.

- Sanırım kurs mezunusun, yani okullu değilsin..?
- Evet abi. Ben falanca kursa gittim. 3 ay boyunca Photoshop ve FreeHand programlarını öğrendim.
- Peki bu programları ne kadar öğrendiğini düşünüyorsun?
- Abi dört dörtlük olmasa bile dört üçlük biliyorum. Bundan eminim.
- Hııı. Tamam. Anladım. Şimdi bu masa ve bilgisayar senin. Bundan sonra bu bilgisayarı kullanacaksın. Hayırlı uğurlu olsun.

Konuşmamızı kısa kestim. Huyum kurusun karşımda iddialı konuşan kişilerin söylediği sözleri ağızlarına bilgim doğrultusunda tıkmak gibi bir özelliğim olduğunu yıllar öncesinde yani çocukluğumda kazanmanın bana verdiği hazzı bir çok kez tatmaktan geri kalmadım. Fakat bu arkadaşın kendisine özgü iddialı ama mütevazi tavrı nedeniyle kendisini terslemedim. Herşeyin zamanla ortaya çıkacağını bildiğim için durumu sürece yaymayı yeğledim...

Bir çok kişi kendisini " Grafiker " olarak tanımlar aslında tanımlamanın orijinali şöyledir. Grafik tasarım işiyle uğraşan kişiye, " Graphic Designer " denir. Bunun türkçesi " Grafik Tasarımcı " dır. Bu tanımlamayı ukalalık olsun diye değil tanımlamanın doğru bir şekilde ortaya konulması anlamında belirtiyorum. Bunun yanında grafik sanatı denen şey tek başına bir anlam ifade etmez. Tasarımcı grafik öğeleri kullanarak ortaya sanatsal bir çalışma çıkartır yani ortada mevcut bir hamur vardır ama bu hamuru yoğuracak olan da grafik tasarımcıdır. Bu kişi düşünce olarak somuttan soyuta, soyuttan somuta gidiş sürecinde tasarlanması gereken her şeyi, grafik sanatının bütün gerekli unsurlarını kullanır ve ortaya bir eser çıkartır. Bu sanatın gereklerini en iyi bir şekilde uygulamaya koyan bu insan yani grafik tasarımcı yoktan bir şey yaratmadığı gibi, varolan bir şeyi de yok etmez. Doğada bulunan mevcut öğeleri düşüncel gücü, sanatsal disiplini ve bilgi birikimi çerçevesinde yoğurur, dönüştürür, biçimlendirir ve yine bize sunar. Kitapsal tanıtım ve anlatımların dışında varolan mevcut etkileşimleri de göz önünde bulundurduğumuzda sanat denen olguyu ortaya çıkartan insanoğlu tasarım denen dönüşümü de bilinçli bir şekilde kendi dağarcığına katmasını bilmiştir. Tüm bunlar bir araya geldiğinde ise " Grafik bakış açısına sahip tasarımcı " ortaya çıkar.

Günümüzde ve öncesinde aile yaşamı içerisinde bulunan çocuklara büyüdüklerinde ne olmak istedikleri sorulduğunda genellikle ve çoğunlukla;

- Doktor, yok yok mühendis olmak istiyorum...

sözcükleri küçüğümüzün ağzından dökülür. Toplumun genel yapısı gereği sanatla uğraşan ailelerin dışında kalan kesimler ( bunlar ne yazık ki çoğunluğu oluşturuyor ) çocukları için meslek seçimi telkinlerinde daha düzenli ve gelir düzeyi oldukça iyi olduğu düşünülen meslek dallarını önermektedirler. Sanatçı olmanın düzensiz, disiplinsiz ve kazancı iyi olmayan durum oluşturduğunu düşünen azımsanmayacak düzeyde aile, çocuklarının sanatçı ve bizi ilgilendiren anlamda " Grafik Tasarımcı " olmaları yönünde herhangi bir etkide bulunmadıklarını bilmek için sanırım ileri görüşlü olmaya gerek yok. İnsanlar bilmedikleri şeylerden korkarlar. Bu onlar için bilinememezliğin getirdiği ürkeklik, karamsarlık ve korkunun düşüncelerine yansımasının bir ifadesidir. Bu anlamda ebeveyler çocuklarının kendilerine sanatçı olmaya karar verdiklerini söylediklerinde bu noktadan başlayarak onları caydırmak hatta bu düşünceden alıkoymak için baskı yapmaya başlarlar. Oysa ki bir toplumun can damarlarının sanatçılar olduğu düşünüldüğünde ve en önemlisi de sanatçı olmanın ayrıcalıklarının olduğu tüm dünyada bilinmesine karşın toplumumuzun düşünce yapısının bu noktaya gelemememiş olması onları bilmedikleri bir meslek dalında yönlendirememe ve en önemlisi de bu noktada çocuklarıyla övünememe durumuna sokar.

Herhangi bir aile toplantısında kendisine sorulduğunda çocuğun;

- Sanatçı olmak istiyorum amca... demesi ortamın bir anda buz kesmesine neden olabilir.
- Sanatçı da neymiş? Ne sanatçısı olacaksın bakim... sözleri en iyimser olanların ağzından dökülürken anne ve babanın çocuklarına tuhaf ve anlamsız bir yüz ifadesiyle bakıyor oldukları gözlerden kaçmaz.

Yıllar öncesinde katıldığım bir dost toplantısında mesleğimle ilgili kimsenin bilgi sahibi olmadığı bir dönemde içlerinden birisinin merakından;

- Ne iş yapıyorsun..? diye sorması sonrasında kendisine,
- Grafik tasarımcıyım... dediğimde uzaydan gelmiş bir kişiye bakar gibi olduklarını gördüm ve kendilerine mesleğimle ilgili genel bir açıklama yapmak gereğini duydum. Sonrasında sanki anlamışlar gibi başlarını bir aşağı bir yukarı salladıklarını gördüğümde ise gülmekten kendimi alamadım. Konuşmaların bundan sonraki sürecinde karşımdaki kişiler sanki onların içerisinde bulunduğu durumdan anlamayacakmışım gibi davranmaya başladılar. Onlarla yaptığım konuşmalar sonrasında bana daha da tuhaf bakmaya başladılar. Herhangi bir sanat dalıyla ilgilenen bir kişinin başka konularda düşüncesinin ve önerilerinin olabileceği hatta bunun o sanatçıyı genel durum gereği daha sağlıklı kılacağını kendilerine belirtmeme karşın konuyu anlamadıkları hallerinden açıkça belli olan bu kişiler bana daha da tuhaf bakmaya başladılar. Neden mi..? Çünkü ben sanatçıydım ve onların çok dışında bir özelliğe sahiptim.

Sanatçı olmak, özellikle de grafik tasarımcı olmak, bir toplum yapısı içerisinde bulunan diğer meslek katmanlarının tümü hakkında genel ya da en azından yüzeysel bir bilgi sahibi olmayı, genel kültür olarak asgari bir bilgi birikime sahip olmayı, bakış açısı olarak toplumun algılama biçiminden bağımsız olarak konulara ve olaylara daha geniş bir şekilde bakmayı, mantıksal olarak bakıldığında sağlam bir bütünlüğe sahip olmayı, sanatsal olarak bakıldığında ise tüm bunları yoğurabilme becerisi ve birikimini özünde barındırabilme yeteneğini beraberinde getirir.

Grafik tasarımcı özünde bir sanatsal psikologdur. İçerisinde bulunduğu ekonomik yapının, üretimden tüketime kadar olan zinciri içerisinde önemli bir halkadır. Bu derece önemli olan bu grafik tasarımcı üç aylık ne tür bir birikime sahip olduğu belli olmayan sözde eğitimcilerin savsaklayan bakış açıları, sanatsal olmayan ve salt program öğretmeye dönük davranış biçimlerinin ürünü olamaz. Genel amacı kursuna kayıt olan kişilerin ödediği ücretin sonucunda genel geçer bilgileri sınırlı bir süre içerisinde gaza getirme noktasında mahir, sanatsal yaklaşım yönünde kısır, tümüyle ticari tarzda sertifika odaklı eğitim verdiğini övünerek belirten adı " Grafik Tasarım Kursu " olan yerler olamaz.

2001 ekonomik krizi sonrası ucuz iş gücüne ihtiyaç duyan tüccar düşüncesine sahip işverenlerin akademi mezunları dışında bir insan gücü yaratma noktasında geçici ve o döneme özgü can simidi olarak gördükleri " Grafik Tasarımcı Kursu " bitirmiş kişilerin salt kendi işlerini gördürmek ve en önemlisi de kendi kar hırslarından taviz vermemek adına düşündükleri bu çarpık yapı daha sonra sistematize olmaya ve kişilerin ekonomik kurtuluşu için iyi bir çözüm noktası olmaya başladı.

- Meslek sahibi olmak mı istiyorsun..? Seni 3 ayda grafiker yapalım. İstediğin her şeye bizim sana vereceğimiz eğitimle kavuş.

Koskoca bir yalan. Temel sanat eğitimi almayan bir kişinin sahip olduğu sığ kişisel kültür düzeyi ile bir şekilde öğrendiği bilgisayar programları sonrasında grafik sanatının temel prensiplerine uygun yaklaşım biçimi ve çalışma tarzını hayata geçirip içerisinde bulunduğu topluma sunum yapabileceğini varsaymak en hafif anlatımla saflıktır. Ortadaki mevcut duruma kayserili tüccar bakış açısıyla yaklaşan kişilerin boş hayallerle avuttukları insanlara çözüm yolu olarak sundukları bir meslek dalının 3 aylık bir eğitimle elde edilemeyeceğini anlamaları sonrasında içerisine düştükleri psikolojik durumu anlatmaya ise kelimeler yetmez. Kişisel kurtuluşun çözüm yolu olarak gördükleri gaz verici kurslarla bu işin olmayacağını anlayan kişiler giden paralarına mı yoksa kazanmadan kaybettikleri hayallerine mi yanacaklarını bilememe noktasına gelmektedirler. Grafik tasarımcı olmanın birkaç program üzerinde bilgi sahibi olmadığının insanlara bu güne kadar gerektiği şekilde anlatılmadığı da düşünüldüğünde kendisini elit olarak gören bir takım kişilerin topluma karşı sorumluluk duygusu içerisinde olmak yerine esen bu rüzgarın kendi yelkenlerini nasıl dolduracağının telaşı içerisine düşmüşlerdir.

- Bu durumdan kendimize parsa çıkartmanın zamanıdır...

düşüncesinde olanlar aldatılan kişilerin vebalini üzerlerinde taşıdıklarını unutmamalıdır. Yaptıklarının iyilikten çok bu noktada doğal olarak bilgisiz ve çaresiz olan kişilere gerçeği anlatmadıkları için kötülük olduğunu nedense anlamak istememektedirler. Bu ortamdan yararlanıp ceplerini doldurmanın ötesinde başka bir düşünceye sahip olmayan bu kişiler bir süre sonra gaza getirilip kandırılan kişilere nasıl hesap verecekleri şimdiden düşünmeye başlamalıdır. Geçen zaman onların lehine değil aleyhine işliyor bunu da bilsinler.

Türkiye'de çeşitli dönemler bazı meslek dalları popüler olmuştur. Bir dönem İnşaat Mühendisliği, başka bir dönem ise doktorluk. Liseyi bitirip üniversiteyi kazanamayan ve kahvede boş oturmaktan bıkıp eline aldığı bir gazetede koskoca puntolarla yazılmış bir ilanı okuyan bir gencin büyük ümitlerle başladığı bir macerada hüsrana uğramasıyla sonuçlanan hatta bir çok kişinin iş bulamadığı için başka işler yapmaya yöneldiği, bu düşüncesini de bir şekilde bazı yerlerde isyan eder türden yazılarla belirttiği bir meslek dalı seçimi öncesinde büyümüşte küçülmüş bir kişiye adam olması için hangi mesleği seçmesi gerektiği sorulduğunda;

- Grafiker olmak istiyorum abi...

diye cevap vermesi sonun başlangıcının tipik bir örneği olarak ne yazık ki karşımızda durmaktadır. Oysa ki adam olacağı varsayılan bir tasarımcının geniş bir bakış açısına, gelişmiş güncel bir mesleki bilgi düzeyine, gerektiğinde sınırları aşabilecek ama gerektiğinde ise nerde duracağını bilecek bir mantık yapısına, kıvrak ve pırıltılı bir zekaya, anlatımı geniş sözcük dağarcığı zengin bir konuşma ve ikna yeteneğine ve daha saymakla bitmez kişisel becerilere sahip olması şarttır.

Bu şartları yerine getiremeyen kişilerin, istedikleri kadar o, bu, şu türünden program bilgisine sahip olması hiç bir anlam oluşturmamaktadır. Tasarımcıya hangi programları bildiği değil hangi düşüncelerin hangi düzeyinde dans edebildiği sorulur.

Saygılar...
 

onuraskin

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
14 Ara 2007
Mesajlar
8
Tepkime puanı
1
Benim aklımdaki düşünceleri detaylı bir şekilde anlatmışsınız teşekkür ederim adeta yol gösterebilecek bir niteliktedir başarınız ve tecrubelerinizden dolayı sizi kutlar tasarım dolu günler dilerim...
 

KßR_grfk

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
25 Haz 2008
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Yaş
33
önceliklee bilgisayrdanda baslayabilirsinn ama bence tasarım çok önemli grafikerlikte,herseyden önce tasarımının kuwwetli olması gerekir sonradan programlarr..
 

serkoy

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
181
Tepkime puanı
6
Bir kere grafik tasarımcının sanatsal bir gözü mutlaka olmalı.Bu da çoğunlukla güzel sanatlar fakültelerinde edinilen bir kazanım.Estetik,uyum,renk ve biçimi bilmeyen bir grafiker düşünemiyorum ama maalesef bu kriterlere uymayıp ajanslarda çalışan binlerce kişi var.Temiz ve kaliteli iş o yüzden çok az çıkıyor...Program eğitimini zaten okulda çok iyi alamıyorsun,programları kendinde öğrenirsin ama sanatsal eğitim okulda alınıyor bu mutlaka bilinmeli...
 

alptekin82

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
18 Tem 2008
Mesajlar
104
Tepkime puanı
9
Kardesim ben 6 yil once grafik tasarim bolumunden mezun oldum. 5 yildir aktif grafik tasarimciyim. Ama hala kendime iyi bir tasarimci diyemiyorum.

Her seyden once grafikerlik bir kac program bilmeyle olacak is degil. Degil 3, 10 yıl bile ugrasmak ise yaramaz. Grafikerlik bir hayat tarzıdır, bir kültür birikimidir.

Saygılarımla...
 

kutsreklams

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
23 May 2008
Mesajlar
23
Tepkime puanı
0
aslında hiç kimse grafiker değildir herkes bir şeyden esinlenip bir şeyler meydana getirir.
en büyük tasarımcı bizi yaratandır. biz ise onun yaratığı güzellikleri taklit etmeye çalışıyoruz. atomun içindeki elektronlardan uzayın derinliklerine olan manzaraları bir tasfir edin bakalım o uymu odengeyi yansıtın bakalım resimlerinize.
 

bitbit

🌱Yeni Üye🌱
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Yaklaşık 1 yıl önceydi. Bir gün çalıştığım işyerine bir arkadaş geldi. Kendisi işyerimizde yardımcı grafik tasarımcı olarak çalışmak üzere işe alınmış bir kişiydi. Tanışma anında yüzüne ilk baktığımda temiz bir yüz ve masum bir bakış ilk göze çarpan özellikleriydi. Sanırım 1 dakika kadar yüzüne hiç bir şey sormadan baktım. Sahip olduğu yüz ifadesinden ve karşımda oturduğu koltuktaki duruşundan ve en önemlisi de sahip olduğunu ifade etmek için göstermesi gereken duruşundan nasıl bir psikolojiyi üzerinde taşıdığını anlamaya çalışıyordum.

Çalıştığım reklam ajanslarına çeşitli dönemler stajyer olarak gelen öğrencilerin dönemsel olarak bulunmaları ve mezun olanların ise aramıza yeni katıldıklarında sahip oldukları bilgi düzeylerini belirlemek adına ve kendileriyle iyi bir başlangıç yapabilmek düşüncesiyle yaptığım konuşmaların bir benzerini bu yeni gelen arkadaşla yapmak ve birbirimizi tanıma sürecini olumlu bir şekilde başlatabilmek için bazı şeyleri sormam gerektiğini düşündüm.

- Sanırım kurs mezunusun, yani okullu değilsin..?
- Evet abi. Ben falanca kursa gittim. 3 ay boyunca Photoshop ve FreeHand programlarını öğrendim.
- Peki bu programları ne kadar öğrendiğini düşünüyorsun?
- Abi dört dörtlük olmasa bile dört üçlük biliyorum. Bundan eminim.
- Hııı. Tamam. Anladım. Şimdi bu masa ve bilgisayar senin. Bundan sonra bu bilgisayarı kullanacaksın. Hayırlı uğurlu olsun.

Konuşmamızı kısa kestim. Huyum kurusun karşımda iddialı konuşan kişilerin söylediği sözleri ağızlarına bilgim doğrultusunda tıkmak gibi bir özelliğim olduğunu yıllar öncesinde yani çocukluğumda kazanmanın bana verdiği hazzı bir çok kez tatmaktan geri kalmadım. Fakat bu arkadaşın kendisine özgü iddialı ama mütevazi tavrı nedeniyle kendisini terslemedim. Herşeyin zamanla ortaya çıkacağını bildiğim için durumu sürece yaymayı yeğledim...

Bir çok kişi kendisini " Grafiker " olarak tanımlar aslında tanımlamanın orijinali şöyledir. Grafik tasarım işiyle uğraşan kişiye, " Graphic Designer " denir. Bunun türkçesi " Grafik Tasarımcı " dır. Bu tanımlamayı ukalalık olsun diye değil tanımlamanın doğru bir şekilde ortaya konulması anlamında belirtiyorum. Bunun yanında grafik sanatı denen şey tek başına bir anlam ifade etmez. Tasarımcı grafik öğeleri kullanarak ortaya sanatsal bir çalışma çıkartır yani ortada mevcut bir hamur vardır ama bu hamuru yoğuracak olan da grafik tasarımcıdır. Bu kişi düşünce olarak somuttan soyuta, soyuttan somuta gidiş sürecinde tasarlanması gereken her şeyi, grafik sanatının bütün gerekli unsurlarını kullanır ve ortaya bir eser çıkartır. Bu sanatın gereklerini en iyi bir şekilde uygulamaya koyan bu insan yani grafik tasarımcı yoktan bir şey yaratmadığı gibi, varolan bir şeyi de yok etmez. Doğada bulunan mevcut öğeleri düşüncel gücü, sanatsal disiplini ve bilgi birikimi çerçevesinde yoğurur, dönüştürür, biçimlendirir ve yine bize sunar. Kitapsal tanıtım ve anlatımların dışında varolan mevcut etkileşimleri de göz önünde bulundurduğumuzda sanat denen olguyu ortaya çıkartan insanoğlu tasarım denen dönüşümü de bilinçli bir şekilde kendi dağarcığına katmasını bilmiştir. Tüm bunlar bir araya geldiğinde ise " Grafik bakış açısına sahip tasarımcı " ortaya çıkar.

Günümüzde ve öncesinde aile yaşamı içerisinde bulunan çocuklara büyüdüklerinde ne olmak istedikleri sorulduğunda genellikle ve çoğunlukla;

- Doktor, yok yok mühendis olmak istiyorum...

sözcükleri küçüğümüzün ağzından dökülür. Toplumun genel yapısı gereği sanatla uğraşan ailelerin dışında kalan kesimler ( bunlar ne yazık ki çoğunluğu oluşturuyor ) çocukları için meslek seçimi telkinlerinde daha düzenli ve gelir düzeyi oldukça iyi olduğu düşünülen meslek dallarını önermektedirler. Sanatçı olmanın düzensiz, disiplinsiz ve kazancı iyi olmayan durum oluşturduğunu düşünen azımsanmayacak düzeyde aile, çocuklarının sanatçı ve bizi ilgilendiren anlamda " Grafik Tasarımcı " olmaları yönünde herhangi bir etkide bulunmadıklarını bilmek için sanırım ileri görüşlü olmaya gerek yok. İnsanlar bilmedikleri şeylerden korkarlar. Bu onlar için bilinememezliğin getirdiği ürkeklik, karamsarlık ve korkunun düşüncelerine yansımasının bir ifadesidir. Bu anlamda ebeveyler çocuklarının kendilerine sanatçı olmaya karar verdiklerini söylediklerinde bu noktadan başlayarak onları caydırmak hatta bu düşünceden alıkoymak için baskı yapmaya başlarlar. Oysa ki bir toplumun can damarlarının sanatçılar olduğu düşünüldüğünde ve en önemlisi de sanatçı olmanın ayrıcalıklarının olduğu tüm dünyada bilinmesine karşın toplumumuzun düşünce yapısının bu noktaya gelemememiş olması onları bilmedikleri bir meslek dalında yönlendirememe ve en önemlisi de bu noktada çocuklarıyla övünememe durumuna sokar.

Herhangi bir aile toplantısında kendisine sorulduğunda çocuğun;

- Sanatçı olmak istiyorum amca... demesi ortamın bir anda buz kesmesine neden olabilir.
- Sanatçı da neymiş? Ne sanatçısı olacaksın bakim... sözleri en iyimser olanların ağzından dökülürken anne ve babanın çocuklarına tuhaf ve anlamsız bir yüz ifadesiyle bakıyor oldukları gözlerden kaçmaz.

Yıllar öncesinde katıldığım bir dost toplantısında mesleğimle ilgili kimsenin bilgi sahibi olmadığı bir dönemde içlerinden birisinin merakından;

- Ne iş yapıyorsun..? diye sorması sonrasında kendisine,
- Grafik tasarımcıyım... dediğimde uzaydan gelmiş bir kişiye bakar gibi olduklarını gördüm ve kendilerine mesleğimle ilgili genel bir açıklama yapmak gereğini duydum. Sonrasında sanki anlamışlar gibi başlarını bir aşağı bir yukarı salladıklarını gördüğümde ise gülmekten kendimi alamadım. Konuşmaların bundan sonraki sürecinde karşımdaki kişiler sanki onların içerisinde bulunduğu durumdan anlamayacakmışım gibi davranmaya başladılar. Onlarla yaptığım konuşmalar sonrasında bana daha da tuhaf bakmaya başladılar. Herhangi bir sanat dalıyla ilgilenen bir kişinin başka konularda düşüncesinin ve önerilerinin olabileceği hatta bunun o sanatçıyı genel durum gereği daha sağlıklı kılacağını kendilerine belirtmeme karşın konuyu anlamadıkları hallerinden açıkça belli olan bu kişiler bana daha da tuhaf bakmaya başladılar. Neden mi..? Çünkü ben sanatçıydım ve onların çok dışında bir özelliğe sahiptim.

Sanatçı olmak, özellikle de grafik tasarımcı olmak, bir toplum yapısı içerisinde bulunan diğer meslek katmanlarının tümü hakkında genel ya da en azından yüzeysel bir bilgi sahibi olmayı, genel kültür olarak asgari bir bilgi birikime sahip olmayı, bakış açısı olarak toplumun algılama biçiminden bağımsız olarak konulara ve olaylara daha geniş bir şekilde bakmayı, mantıksal olarak bakıldığında sağlam bir bütünlüğe sahip olmayı, sanatsal olarak bakıldığında ise tüm bunları yoğurabilme becerisi ve birikimini özünde barındırabilme yeteneğini beraberinde getirir.

Grafik tasarımcı özünde bir sanatsal psikologdur. İçerisinde bulunduğu ekonomik yapının, üretimden tüketime kadar olan zinciri içerisinde önemli bir halkadır. Bu derece önemli olan bu grafik tasarımcı üç aylık ne tür bir birikime sahip olduğu belli olmayan sözde eğitimcilerin savsaklayan bakış açıları, sanatsal olmayan ve salt program öğretmeye dönük davranış biçimlerinin ürünü olamaz. Genel amacı kursuna kayıt olan kişilerin ödediği ücretin sonucunda genel geçer bilgileri sınırlı bir süre içerisinde gaza getirme noktasında mahir, sanatsal yaklaşım yönünde kısır, tümüyle ticari tarzda sertifika odaklı eğitim verdiğini övünerek belirten adı " Grafik Tasarım Kursu " olan yerler olamaz.

2001 ekonomik krizi sonrası ucuz iş gücüne ihtiyaç duyan tüccar düşüncesine sahip işverenlerin akademi mezunları dışında bir insan gücü yaratma noktasında geçici ve o döneme özgü can simidi olarak gördükleri " Grafik Tasarımcı Kursu " bitirmiş kişilerin salt kendi işlerini gördürmek ve en önemlisi de kendi kar hırslarından taviz vermemek adına düşündükleri bu çarpık yapı daha sonra sistematize olmaya ve kişilerin ekonomik kurtuluşu için iyi bir çözüm noktası olmaya başladı.

- Meslek sahibi olmak mı istiyorsun..? Seni 3 ayda grafiker yapalım. İstediğin her şeye bizim sana vereceğimiz eğitimle kavuş.

Koskoca bir yalan. Temel sanat eğitimi almayan bir kişinin sahip olduğu sığ kişisel kültür düzeyi ile bir şekilde öğrendiği bilgisayar programları sonrasında grafik sanatının temel prensiplerine uygun yaklaşım biçimi ve çalışma tarzını hayata geçirip içerisinde bulunduğu topluma sunum yapabileceğini varsaymak en hafif anlatımla saflıktır. Ortadaki mevcut duruma kayserili tüccar bakış açısıyla yaklaşan kişilerin boş hayallerle avuttukları insanlara çözüm yolu olarak sundukları bir meslek dalının 3 aylık bir eğitimle elde edilemeyeceğini anlamaları sonrasında içerisine düştükleri psikolojik durumu anlatmaya ise kelimeler yetmez. Kişisel kurtuluşun çözüm yolu olarak gördükleri gaz verici kurslarla bu işin olmayacağını anlayan kişiler giden paralarına mı yoksa kazanmadan kaybettikleri hayallerine mi yanacaklarını bilememe noktasına gelmektedirler. Grafik tasarımcı olmanın birkaç program üzerinde bilgi sahibi olmadığının insanlara bu güne kadar gerektiği şekilde anlatılmadığı da düşünüldüğünde kendisini elit olarak gören bir takım kişilerin topluma karşı sorumluluk duygusu içerisinde olmak yerine esen bu rüzgarın kendi yelkenlerini nasıl dolduracağının telaşı içerisine düşmüşlerdir.

- Bu durumdan kendimize parsa çıkartmanın zamanıdır...

düşüncesinde olanlar aldatılan kişilerin vebalini üzerlerinde taşıdıklarını unutmamalıdır. Yaptıklarının iyilikten çok bu noktada doğal olarak bilgisiz ve çaresiz olan kişilere gerçeği anlatmadıkları için kötülük olduğunu nedense anlamak istememektedirler. Bu ortamdan yararlanıp ceplerini doldurmanın ötesinde başka bir düşünceye sahip olmayan bu kişiler bir süre sonra gaza getirilip kandırılan kişilere nasıl hesap verecekleri şimdiden düşünmeye başlamalıdır. Geçen zaman onların lehine değil aleyhine işliyor bunu da bilsinler.

Türkiye'de çeşitli dönemler bazı meslek dalları popüler olmuştur. Bir dönem İnşaat Mühendisliği, başka bir dönem ise doktorluk. Liseyi bitirip üniversiteyi kazanamayan ve kahvede boş oturmaktan bıkıp eline aldığı bir gazetede koskoca puntolarla yazılmış bir ilanı okuyan bir gencin büyük ümitlerle başladığı bir macerada hüsrana uğramasıyla sonuçlanan hatta bir çok kişinin iş bulamadığı için başka işler yapmaya yöneldiği, bu düşüncesini de bir şekilde bazı yerlerde isyan eder türden yazılarla belirttiği bir meslek dalı seçimi öncesinde büyümüşte küçülmüş bir kişiye adam olması için hangi mesleği seçmesi gerektiği sorulduğunda;

- Grafiker olmak istiyorum abi...

diye cevap vermesi sonun başlangıcının tipik bir örneği olarak ne yazık ki karşımızda durmaktadır. Oysa ki adam olacağı varsayılan bir tasarımcının geniş bir bakış açısına, gelişmiş güncel bir mesleki bilgi düzeyine, gerektiğinde sınırları aşabilecek ama gerektiğinde ise nerde duracağını bilecek bir mantık yapısına, kıvrak ve pırıltılı bir zekaya, anlatımı geniş sözcük dağarcığı zengin bir konuşma ve ikna yeteneğine ve daha saymakla bitmez kişisel becerilere sahip olması şarttır.

Bu şartları yerine getiremeyen kişilerin, istedikleri kadar o, bu, şu türünden program bilgisine sahip olması hiç bir anlam oluşturmamaktadır. Tasarımcıya hangi programları bildiği değil hangi düşüncelerin hangi düzeyinde dans edebildiği sorulur.

Saygılar...


Güzel bir yazı :smile: Ben daha bu yolun en başındayım :smile: Bu yazı bir insana rehber olacak nitelikte
 

ssevall

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
8 Ağu 2008
Mesajlar
47
Tepkime puanı
1
bizleri aydınlattığınız için teşekkürler. . .
 

Tollyver

🏆Pro Tasarımcı🏆
Katılım
24 Ocak 2008
Mesajlar
526
Tepkime puanı
6
valla kendimi sorgular oldum şu uzuun yazıyla :S naapalım, eğitimimizi kendimizden aldık.. kurs, okul vs gidemedik.. (okulum bilg. yazılımdı) bu metni okuyunca tuhaf hissettim kendimi.. grafik tasarımcı demiyorum kendime normalde, ama sanki sonun başlangıcındaki insanların arasında ben de varmışım gibi geldi bana :S
 

Büşra Giritoğlu

♾️Grafik Gurusu♾️
Katılım
21 Haz 2008
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
14
Yaklaşık 1 yıl önceydi. Bir gün çalıştığım işyerine bir arkadaş geldi. Kendisi işyerimizde yardımcı grafik tasarımcı olarak çalışmak üzere işe alınmış bir kişiydi. Tanışma anında yüzüne ilk baktığımda temiz bir yüz ve masum bir bakış ilk göze çarpan özellikleriydi. Sanırım 1 dakika kadar yüzüne hiç bir şey sormadan baktım. Sahip olduğu yüz ifadesinden ve karşımda oturduğu koltuktaki duruşundan ve en önemlisi de sahip olduğunu ifade etmek için göstermesi gereken duruşundan nasıl bir psikolojiyi üzerinde taşıdığını anlamaya çalışıyordum.

Çalıştığım reklam ajanslarına çeşitli dönemler stajyer olarak gelen öğrencilerin dönemsel olarak bulunmaları ve mezun olanların ise aramıza yeni katıldıklarında sahip oldukları bilgi düzeylerini belirlemek adına ve kendileriyle iyi bir başlangıç yapabilmek düşüncesiyle yaptığım konuşmaların bir benzerini bu yeni gelen arkadaşla yapmak ve birbirimizi tanıma sürecini olumlu bir şekilde başlatabilmek için bazı şeyleri sormam gerektiğini düşündüm

- Sanırım kurs mezunusun, yani okullu değilsin..?
- Evet abi. Ben falanca kursa gittim. 3 ay boyunca Photoshop ve FreeHand programlarını öğrendim.
- Peki bu programları ne kadar öğrendiğini düşünüyorsun?
- Abi dört dörtlük olmasa bile dört üçlük biliyorum. Bundan eminim.
- Hııı. Tamam. Anladım. Şimdi bu masa ve bilgisayar senin. Bundan sonra bu bilgisayarı kullanacaksın. Hayırlı uğurlu olsun.

Konuşmamızı kısa kestim. Huyum kurusun karşımda iddialı konuşan kişilerin söylediği sözleri ağızlarına bilgim doğrultusunda tıkmak gibi bir özelliğim olduğunu yıllar öncesinde yani çocukluğumda kazanmanın bana verdiği hazzı bir çok kez tatmaktan geri kalmadım. Fakat bu arkadaşın kendisine özgü iddialı ama mütevazi tavrı nedeniyle kendisini terslemedim. Herşeyin zamanla ortaya çıkacağını bildiğim için durumu sürece yaymayı yeğledim...

Bir çok kişi kendisini " Grafiker " olarak tanımlar aslında tanımlamanın orijinali şöyledir. Grafik tasarım işiyle uğraşan kişiye, " Graphic Designer " denir. Bunun türkçesi " Grafik Tasarımcı " dır. Bu tanımlamayı ukalalık olsun diye değil tanımlamanın doğru bir şekilde ortaya konulması anlamında belirtiyorum. Bunun yanında grafik sanatı denen şey tek başına bir anlam ifade etmez. Tasarımcı grafik öğeleri kullanarak ortaya sanatsal bir çalışma çıkartır yani ortada mevcut bir hamur vardır ama bu hamuru yoğuracak olan da grafik tasarımcıdır. Bu kişi düşünce olarak somuttan soyuta, soyuttan somuta gidiş sürecinde tasarlanması gereken her şeyi, grafik sanatının bütün gerekli unsurlarını kullanır ve ortaya bir eser çıkartır. Bu sanatın gereklerini en iyi bir şekilde uygulamaya koyan bu insan yani grafik tasarımcı yoktan bir şey yaratmadığı gibi, varolan bir şeyi de yok etmez. Doğada bulunan mevcut öğeleri düşüncel gücü, sanatsal disiplini ve bilgi birikimi çerçevesinde yoğurur, dönüştürür, biçimlendirir ve yine bize sunar. Kitapsal tanıtım ve anlatımların dışında varolan mevcut etkileşimleri de göz önünde bulundurduğumuzda sanat denen olguyu ortaya çıkartan insanoğlu tasarım denen dönüşümü de bilinçli bir şekilde kendi dağarcığına katmasını bilmiştir. Tüm bunlar bir araya geldiğinde ise " Grafik bakış açısına sahip tasarımcı " ortaya çıkar.

Günümüzde ve öncesinde aile yaşamı içerisinde bulunan çocuklara büyüdüklerinde ne olmak istedikleri sorulduğunda genellikle ve çoğunlukla;

- Doktor, yok yok mühendis olmak istiyorum...

sözcükleri küçüğümüzün ağzından dökülür. Toplumun genel yapısı gereği sanatla uğraşan ailelerin dışında kalan kesimler ( bunlar ne yazık ki çoğunluğu oluşturuyor ) çocukları için meslek seçimi telkinlerinde daha düzenli ve gelir düzeyi oldukça iyi olduğu düşünülen meslek dallarını önermektedirler. Sanatçı olmanın düzensiz, disiplinsiz ve kazancı iyi olmayan durum oluşturduğunu düşünen azımsanmayacak düzeyde aile, çocuklarının sanatçı ve bizi ilgilendiren anlamda " Grafik Tasarımcı " olmaları yönünde herhangi bir etkide bulunmadıklarını bilmek için sanırım ileri görüşlü olmaya gerek yok. İnsanlar bilmedikleri şeylerden korkarlar. Bu onlar için bilinememezliğin getirdiği ürkeklik, karamsarlık ve korkunun düşüncelerine yansımasının bir ifadesidir. Bu anlamda ebeveyler çocuklarının kendilerine sanatçı olmaya karar verdiklerini söylediklerinde bu noktadan başlayarak onları caydırmak hatta bu düşünceden alıkoymak için baskı yapmaya başlarlar. Oysa ki bir toplumun can damarlarının sanatçılar olduğu düşünüldüğünde ve en önemlisi de sanatçı olmanın ayrıcalıklarının olduğu tüm dünyada bilinmesine karşın toplumumuzun düşünce yapısının bu noktaya gelemememiş olması onları bilmedikleri bir meslek dalında yönlendirememe ve en önemlisi de bu noktada çocuklarıyla övünememe durumuna sokar.

Herhangi bir aile toplantısında kendisine sorulduğunda çocuğun;

- Sanatçı olmak istiyorum amca... demesi ortamın bir anda buz kesmesine neden olabilir.
- Sanatçı da neymiş? Ne sanatçısı olacaksın bakim... sözleri en iyimser olanların ağzından dökülürken anne ve babanın çocuklarına tuhaf ve anlamsız bir yüz ifadesiyle bakıyor oldukları gözlerden kaçmaz.

Yıllar öncesinde katıldığım bir dost toplantısında mesleğimle ilgili kimsenin bilgi sahibi olmadığı bir dönemde içlerinden birisinin merakından;

- Ne iş yapıyorsun..? diye sorması sonrasında kendisine,
- Grafik tasarımcıyım... dediğimde uzaydan gelmiş bir kişiye bakar gibi olduklarını gördüm ve kendilerine mesleğimle ilgili genel bir açıklama yapmak gereğini duydum. Sonrasında sanki anlamışlar gibi başlarını bir aşağı bir yukarı salladıklarını gördüğümde ise gülmekten kendimi alamadım. Konuşmaların bundan sonraki sürecinde karşımdaki kişiler sanki onların içerisinde bulunduğu durumdan anlamayacakmışım gibi davranmaya başladılar. Onlarla yaptığım konuşmalar sonrasında bana daha da tuhaf bakmaya başladılar. Herhangi bir sanat dalıyla ilgilenen bir kişinin başka konularda düşüncesinin ve önerilerinin olabileceği hatta bunun o sanatçıyı genel durum gereği daha sağlıklı kılacağını kendilerine belirtmeme karşın konuyu anlamadıkları hallerinden açıkça belli olan bu kişiler bana daha da tuhaf bakmaya başladılar. Neden mi..? Çünkü ben sanatçıydım ve onların çok dışında bir özelliğe sahiptim.

Sanatçı olmak, özellikle de grafik tasarımcı olmak, bir toplum yapısı içerisinde bulunan diğer meslek katmanlarının tümü hakkında genel ya da en azından yüzeysel bir bilgi sahibi olmayı, genel kültür olarak asgari bir bilgi birikime sahip olmayı, bakış açısı olarak toplumun algılama biçiminden bağımsız olarak konulara ve olaylara daha geniş bir şekilde bakmayı, mantıksal olarak bakıldığında sağlam bir bütünlüğe sahip olmayı, sanatsal olarak bakıldığında ise tüm bunları yoğurabilme becerisi ve birikimini özünde barındırabilme yeteneğini beraberinde getirir.

Grafik tasarımcı özünde bir sanatsal psikologdur. İçerisinde bulunduğu ekonomik yapının, üretimden tüketime kadar olan zinciri içerisinde önemli bir halkadır. Bu derece önemli olan bu grafik tasarımcı üç aylık ne tür bir birikime sahip olduğu belli olmayan sözde eğitimcilerin savsaklayan bakış açıları, sanatsal olmayan ve salt program öğretmeye dönük davranış biçimlerinin ürünü olamaz. Genel amacı kursuna kayıt olan kişilerin ödediği ücretin sonucunda genel geçer bilgileri sınırlı bir süre içerisinde gaza getirme noktasında mahir, sanatsal yaklaşım yönünde kısır, tümüyle ticari tarzda sertifika odaklı eğitim verdiğini övünerek belirten adı " Grafik Tasarım Kursu " olan yerler olamaz.

2001 ekonomik krizi sonrası ucuz iş gücüne ihtiyaç duyan tüccar düşüncesine sahip işverenlerin akademi mezunları dışında bir insan gücü yaratma noktasında geçici ve o döneme özgü can simidi olarak gördükleri " Grafik Tasarımcı Kursu " bitirmiş kişilerin salt kendi işlerini gördürmek ve en önemlisi de kendi kar hırslarından taviz vermemek adına düşündükleri bu çarpık yapı daha sonra sistematize olmaya ve kişilerin ekonomik kurtuluşu için iyi bir çözüm noktası olmaya başladı.

- Meslek sahibi olmak mı istiyorsun..? Seni 3 ayda grafiker yapalım. İstediğin her şeye bizim sana vereceğimiz eğitimle kavuş.

Koskoca bir yalan. Temel sanat eğitimi almayan bir kişinin sahip olduğu sığ kişisel kültür düzeyi ile bir şekilde öğrendiği bilgisayar programları sonrasında grafik sanatının temel prensiplerine uygun yaklaşım biçimi ve çalışma tarzını hayata geçirip içerisinde bulunduğu topluma sunum yapabileceğini varsaymak en hafif anlatımla saflıktır. Ortadaki mevcut duruma kayserili tüccar bakış açısıyla yaklaşan kişilerin boş hayallerle avuttukları insanlara çözüm yolu olarak sundukları bir meslek dalının 3 aylık bir eğitimle elde edilemeyeceğini anlamaları sonrasında içerisine düştükleri psikolojik durumu anlatmaya ise kelimeler yetmez. Kişisel kurtuluşun çözüm yolu olarak gördükleri gaz verici kurslarla bu işin olmayacağını anlayan kişiler giden paralarına mı yoksa kazanmadan kaybettikleri hayallerine mi yanacaklarını bilememe noktasına gelmektedirler. Grafik tasarımcı olmanın birkaç program üzerinde bilgi sahibi olmadığının insanlara bu güne kadar gerektiği şekilde anlatılmadığı da düşünüldüğünde kendisini elit olarak gören bir takım kişilerin topluma karşı sorumluluk duygusu içerisinde olmak yerine esen bu rüzgarın kendi yelkenlerini nasıl dolduracağının telaşı içerisine düşmüşlerdir.

- Bu durumdan kendimize parsa çıkartmanın zamanıdır...

düşüncesinde olanlar aldatılan kişilerin vebalini üzerlerinde taşıdıklarını unutmamalıdır. Yaptıklarının iyilikten çok bu noktada doğal olarak bilgisiz ve çaresiz olan kişilere gerçeği anlatmadıkları için kötülük olduğunu nedense anlamak istememektedirler. Bu ortamdan yararlanıp ceplerini doldurmanın ötesinde başka bir düşünceye sahip olmayan bu kişiler bir süre sonra gaza getirilip kandırılan kişilere nasıl hesap verecekleri şimdiden düşünmeye başlamalıdır. Geçen zaman onların lehine değil aleyhine işliyor bunu da bilsinler.

Türkiye'de çeşitli dönemler bazı meslek dalları popüler olmuştur. Bir dönem İnşaat Mühendisliği, başka bir dönem ise doktorluk. Liseyi bitirip üniversiteyi kazanamayan ve kahvede boş oturmaktan bıkıp eline aldığı bir gazetede koskoca puntolarla yazılmış bir ilanı okuyan bir gencin büyük ümitlerle başladığı bir macerada hüsrana uğramasıyla sonuçlanan hatta bir çok kişinin iş bulamadığı için başka işler yapmaya yöneldiği, bu düşüncesini de bir şekilde bazı yerlerde isyan eder türden yazılarla belirttiği bir meslek dalı seçimi öncesinde büyümüşte küçülmüş bir kişiye adam olması için hangi mesleği seçmesi gerektiği sorulduğunda;

- Grafiker olmak istiyorum abi...

diye cevap vermesi sonun başlangıcının tipik bir örneği olarak ne yazık ki karşımızda durmaktadır. Oysa ki adam olacağı varsayılan bir tasarımcının geniş bir bakış açısına, gelişmiş güncel bir mesleki bilgi düzeyine, gerektiğinde sınırları aşabilecek ama gerektiğinde ise nerde duracağını bilecek bir mantık yapısına, kıvrak ve pırıltılı bir zekaya, anlatımı geniş sözcük dağarcığı zengin bir konuşma ve ikna yeteneğine ve daha saymakla bitmez kişisel becerilere sahip olması şarttır.

Bu şartları yerine getiremeyen kişilerin, istedikleri kadar o, bu, şu türünden program bilgisine sahip olması hiç bir anlam oluşturmamaktadır. Tasarımcıya hangi programları bildiği değil hangi düşüncelerin hangi düzeyinde dans edebildiği sorulur.

Saygılar...



merak ettim kurs mezunu çocuğun sonucu ne oldu?
 

Karax

🌟Usta Tasarımcı🌟
Katılım
6 Eyl 2007
Mesajlar
284
Tepkime puanı
26
Walla Aynı şekilde bende eğitimini almadım ama azimle bişeyleri tırmalayarak geldim biyerlere ama sadece çaba harcamak yetmiyor o grafik gözü olması lazım yoksa istediğin oklu bittir istediğin kursu bitir hepsi hikaye (not ama diploma bi yerden sonra şart)
 

ayfare

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
12 Ağu 2008
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Sevgili Melih Yongacı mesajında cevabı çok güzel vermiş. Buna ekleyecek bir şey inanın bulamıyorum. Adeta duygu ve düşüncelerime tercüman olmuş. Ben de bir eğitimli olarak bu konuda muzdaribim.. Piyasa 3-5 aylık kurs almış alaylılarla kaynıyor. İçlar acısı bir durum. Böyle olmamalı...
 
Üst