Kadın, Adam ve Aşk
Adam sevmiştir kadını ilk önce, sonra sevdirmiştir kendini kadına. Adam, kadının sadece ona ait olmasını istemiş, kalbini söküp almıştır yerinden. Kadın öyle sevmiştir ki adamı, canı yanmaz kalbi sökülüp alınırken. Hatta belki de kendi elleriyle vermiştir kadın kalbini..?
Kadın mutludur, sevdiği adamın ellerinde can bulmuştur kalbi. Onun teninin sıcaklığıyla atar kalp, onun ruhuyla beslenir. Kadın mutludur, adam da..
Sonra adam düşürür kalbi elinden, belki de bilerek bırakır(!) İşte o zaman yanar kadının canı, ilk yarayı o zaman almıştır kalp. Kadın, sevdiğinin sıcaklığını hissedemez, ruhunu hissedemez. Kalp durur, kadın ölmez.
Beyaz, kadını simgeler, masumdur. Adamınsa bir tarafı siyahtır, karanlık. Kendi de bilmez o karanlığın sebebini, sürüklenir karanlığa. Ama adamın solu beyazdır, demek ki sevgisi gerçek. Kadınsa bilmez bunu, belki de bu yüzden adamın gözünde hatalıdır kadın, bu yüzden kadının kalbinin olduğu yer karanlık..
Artık kadın mutsuzdur, adam da.. Sevdiği adamın ellerinde can bulan kalp, aynı ellerden kayıp gitmiştir. Kalp durur, hatta hayat durur; ama kadın ölmez.
Kadın bilir; her son kötü değildir, her başlangıç da mutlu etmez insanı. Belki de bu son yeni bir başlangıçtır, taze kandır hayata?
Son olarak; kalp, beyaz zemin üzerinde olduğuna göre, bir tarafı eksik olsa da kalbin, hala umut var demektir.
Hikayenin sonuysa çalışmanın devamının yapılıp yapılmayacağına bağlı. Acaba bu gördüğümüz, aşkın son karesi miydi?