Burada yazacak, anlatacak çok ama çok şey var dostlar. 24 yıldır BT sektörünün içinde, son 12 yıldır profesyonel web tasarımcı, 10 yıldır "grafiker-tasarımcı", "sinema-televizyon lisans mezunu", çok uzun yıllardır "bilişim teknolojileri danışmanı".... böyle gider bu... hayat işte, titrin de, iyi-kötü anların da sonu gelmiyor. aslında çooook uzun bir yazıya girişmiştim ama ilk paragrafı bitirmeden vazgeçtim. niye? öyle çok sebebi var ki, anlatsam sırf sebepler 3 gün sürer, bırakın yazının kendisini...
neyse, niye böyle bir "açıklama-girizgah" ettim de, asıl yazının kendisini yazmaktan vazgeçtim? paylaşmaya mı üşeniyorum: hayır. sizlerle mi paylaşmak istemiyorum: ona da hayır. ve fakat sebebi şu; "hayat" denilen bu "tantanalı muamma" öyle bir şey ki, bakıyorsunuz ki her şey mükemmel iken aslında dizlerinizin üzerinde sürünüyormuşsunuz, ya da dizlerinizin üzerinde süründüğünüzü düşünürken aslında her şey çok güzelmiş... bunu "o şey" değişince anlıyorsunuz... hayat işte...
konuyu ilk başlatan (adını hatırlayamadığım için affola) arkadaş nezdinde, olumlu-olumsuz fikir belirten herkese ama herkese seslenmek istiyorum: Boş bir an yaratın kendinize, bir kahve alın, gözlerinizi kapatın ve Pink Floyd'dan "Any Colour You Like"i dinleyin...
Ve an olsun unutmayın:
Get up, stand up, don't give up the fight!..