Neler yeni

Yeni mesajlar Yeni konular En çok mesaj En çok tepki En çok görüntülenen

Kimler, hangi Türkçe yanlışlarını yapıyor? (TÜRKÇE'NİN HATALI KULLANIMINA ÖRNEKLER)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Yunus PARLAR

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
6 May 2008
Mesajlar
2,448
Tepkime puanı
58
Web sitesi
www.evdetasarim.net
Herkezin = Herkesin
müzdaribim = muzdaripim

olmalıydı.

Hoşgörünüze teşekkür ederim. Keşke herkes sizin gibi anlayışlı olsa.
Saygılar.

Hocam nacizane bilgimle ''müzdarip'' kelimesi yanına ek aldığında yumuşayıp ''p'' değil de ''b'' harfine döner diye biliyordum. ( Eminim bu yazdıklarımda da birşeyler çıkacak ) :)
 

yoSa

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
25 Mar 2008
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
88
Yaş
40
p,ç,t,k harfleri
b,c,d,g harfleri dönüşür...

Kesinlikle bende böyle biliyorum. :)
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Hocam; "tabi" kelimesi için iki -i ile yazılır demişsiniz?
Tabii; elbette, bu yüzden anlamında bir sözcük değil midir?
Tabi ile karıştırılır. Bir de doğal demektir....?
İkinci -i'nin okunuşu -b harfinden bağımsız ve vurguludur?
Hecelersek; ta-bi-i olmaz mı?
Farklı anlamlar olduğu kanısındayım...
Ancak arapça kökenli ve "tabi" anlamına gelir diyede biliyorum...
Saygılar...

Ben "tabii ki" kelimesini "doğaldır ki" kelimesinin Osmanlıcası olarak biliyorum.

Tabiat kelimesinden geldiği kanaatindeyim. Bu nedenle "tabii ki" kelimesi yerine,
"tabiatıyla" kelimesi kullanılır. Doğallıkla anlamındadır.

Elbette anlamında, şüphesiz ki anlamında kullanılan pek tabii kelimesinde de çift i olması gerekir diye düşünüyorum.

Konuşma dilindeki "elbette yaparım" anlamındaki "tabi yaparım" şeklindeki kestirme ifadede tek i kullanılması bence bizi yanıltıyor.

Ben tek i ile yazılan tabi kelimesi bilmiyorum. Duymadım.

Ama bağımlı, ilintili anlamına gelen ve a harfinin üzerinde uzatma aksanı olan ve taabi şeklinde okunan kelime ise, "marifet iltifata tabidir, iltifat görmeyen marifet zayidir" özdeyişindeki gibi, marifet (beceri) iltifata (övgüye-takdire) bağlıdır, takdir görmeyen beceri yitiktir, kayıptır... manasındadır.

Camii mi cami mi, tabii mi, tabi mi konuları dilimizin ince Osmanlı ayarlarıdır.

Burası bir grafik sanatı sitesidir, dilimizin çok ince ayrıntılarına ne kadar girebiliriz, bu ne kadar doğru olur? Ama, benim dikkat çekmek istediğim konu; çok daha genel ve vahim dil hatalarımızı gözler önüne serersek hiç olmazsa şu -mi, -mı, -de, -da, -ki eklerindeki yanlışlarımızı, akü şarj demek yerine akü şarz demek yanlışlarımızı, herkes demek yerine herkez demek yanlışlarımızı terk edersek... grafiker dediğimiz kişi görselin yanına koyduğu metinde de hata yapmamış olur.

Çünkü; metinsiz, başlıksız, yazısız, cümlesiz veya imlasız tasarım hemen hemen hiç olmuyor.

Fonta, yazı karakterine veya tipografiye gösterdiğimiz önemi gramere veya imlaya da, yani dilimize de göstermek zorundayız gibime geliyor.

Çünkü grafiker bir iletişimcidir ve her şeyiyle, fontuyla, görseliyle doğru mesaj vermek zorundadır.

Dilini bilmeyen tasarımcı istediği kadar program bilsin, bir tarafı eksik kalmış olmaz mı?

Göreceksiniz, bu konuyla yeterince ilgilenir ve birbirimizin dil yanlışlarını burada düzeltirsek, hepimizde o kadar çok imla yanlışı çıkacak ki, sonunda dilimizi yanlış kullanıyormuşuz iyi ki düzeltmişiz sonucuna bile varmış olabileceğiz.

İngilizceye gösterdiğimiz titizliği, Türkçemize de göstermeliyiz diye düşünüyorum.

Saygılarımla.

Hocam nacizane bilgimle ''müzdarip'' kelimesi yanına ek aldığında yumuşayıp ''p'' değil de ''b'' harfine döner diye biliyordum. ( Eminim bu yazdıklarımda da birşeyler çıkacak ) :)

Yok yahu korkmayın, o kadar da kusurcu başı değiliz.
Kitapım kelimesinin kitabım haline geldiğini sert sesli harf uyumunun yumuşak sesliye döndüğünü falan biliriz.

Amacımız üzüm yemek, bağcı dövmek değil.

Benim de bazı yanlışlarımı buldular, hem de konuyu ben açar açmaz, ilk benim yanlışım ortaya çıktı.

Ama muzdarip kelimesini müzdarip yazmanız hatalıdır.
Ama garip kelimesini ben garipim şeklinde değil de, ben garibim şeklinde yazabilirsiniz, sanıyorum, burada da siz haklısınız.

Ama illa ki hepimizin çok yaygın yanlışı olan şu -de ve -da ekleri ile, -ki ve -mi ekleri yok mu, onları çözersek epey yol alacağa benzeriz.

Alın bir örnek daha;
"p,ç,t,k harfleri
b,c,d,g harfleri dönüşür...

Kesinlikle bende böyle biliyorum"

ifadesi;

"p,ç,t,k harfleri
b,c,d,g harfleriNE dönüşür...

Kesinlikle ben DE böyle biliyorum"

şeklinde olmalıydı.

İlk hata dizgi yanlışıdır.
İkinci hata imla yanlışıdır. -de eki dahi anlamına geldiği için ayrı yazılmalıydı.
Sert seslinin yumuşak sesliye döndüğünü bilenler bile -de - da meselesini karıştırıyorlar.

Bu refleksimizi geliştirmeliyiz diye düşünüyorum.

Saygıyla.
 

yoSa

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
25 Mar 2008
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
88
Yaş
40
Ben "tabii ki" kelimesini "doğaldır ki" kelimesinin Osmanlıcası olarak biliyorum.

Tabiat kelimesinden geldiği kanaatindeyim. Bu nedenle "tabii ki" kelimesi yerine,
"tabiatıyla" kelimesi kullanılır. Doğallıkla anlamındadır.

Elbette anlamında, şüphesiz ki anlamında kullanılan pek tabii kelimesinde de çift i olması gerekir diye düşünüyorum.

Konuşma dilindeki "elbette yaparım" anlamındaki "tabi yaparım" şeklindeki kestirme ifadede tek i kullanılması bence bizi yanıltıyor.

Ben tek i ile yazılan tabi kelimesi bilmiyorum. Duymadım.

Ama bağımlı, ilintili anlamına gelen ve a harfinin üzerinde uzatma aksanı olan ve taabi şeklinde okunan kelime ise, "marifet iltifata tabidir, iltifat görmeyen marifet zayidir" özdeyişindeki gibi, marifet (beceri) iltifata (övgüye-takdire) bağlıdır, takdir görmeyen beceri yitiktir, kayıptır... manasındadır.

Camii mi cami mi, tabii mi, tabi mi konuları dilimizin ince Osmanlı ayarlarıdır.

Burası bir grafik sanatı sitesidir, dilimizin çok ince ayrıntılarına ne kadar girebiliriz, bu ne kadar doğru olur? Ama, benim dikkat çekmek istediğim konu; çok daha genel ve vahim dil hatalarımızı gözler önüne serersek hiç olmazsa şu -mi, -mı, -de, -da, -ki eklerindeki yanlışlarımızı, akü şarj demek yerine akü şarz demek yanlışlarımızı, herkes demek yerine herkez demek yanlışlarımızı terk edersek... grafiker dediğimiz kişi görselin yanına koyduğu metinde de hata yapmamış olur.

Çünkü; metinsiz, başlıksız, yazısız, cümlesiz veya imlasız tasarım hemen hemen hiç olmuyor.

Fonta, yazı karakterine veya tipografiye gösterdiğimiz önemi gramere veya imlaya da, yani dilimize de göstermek zorundayız gibime geliyor.

Çünkü grafiker bir iletişimcidir ve her şeyiyle, fontuyla, görseliyle doğru mesaj vermek zorundadır.

Dilini bilmeyen tasarımcı istediği kadar program bilsin, bir tarafı eksik kalmış olmaz mı?

Göreceksiniz, bu konuyla yeterince ilgilenir ve birbirimizin dil yanlışlarını burada düzeltirsek, hepimizde o kadar çok imla yanlışı çıkacak ki, sonunda dilimizi yanlış kullanıyormuşuz iyi ki düzeltmişiz sonucuna bile varmış olabileceğiz.

İngilizceye gösterdiğimiz titizliği, Türkçemize de göstermeliyiz diye düşünüyorum.

Saygılarımla.



Tabiat kelimesinden geldiği kanaatindeyim. Bu nedenle "tabii ki" kelimesi yerine,
"tabiatıyla" kelimesi kullanılır. Doğallıkla anlamındadır.

Benim bildiğim kadarıyla tabiat kelimesinin karşılığı olan "tabii" kelimesidir.
Örnek verecek olursam; "Hayvanların tabii ortamlarında" diye devam eden bir cümle...
Dilin ince detayları konusunda sizinle hemfikirim.
Bunlar ancak dil bilimcileri açısından büyük önem taşımakta.Ancak bu ,bizim bu tip hatalar yapmamızın bahanesi olamaz...
Kaldıki, sizin de dediğiniz gibi ,basit ek kullanımlarını uygun ve doğru bir şekilde kullanamadıktan sonra ayrıntı önemsizdir...Gerekli eğitim ,ilköğretim çağından üniversite sonuna kadar veriliyor...
Sonuç tartışılır:)

Saygılar Hocam...
 

Yunus PARLAR

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
6 May 2008
Mesajlar
2,448
Tepkime puanı
58
Web sitesi
www.evdetasarim.net
Yok yahu korkmayın, o kadar da kusurcu başı değiliz.
Kitapım kelimesinin kitabım haline geldiğini sert sesli harf uyumunun yumuşak sesliye döndüğünü falan biliriz.

Amacımız üzüm yemek, bağcı dövmek değil.

Benim de bazı yanlışlarımı buldular, hem de konuyu ben açar açmaz, ilk benim yanlışım ortaya çıktı.

Ama muzdarip kelimesini müzdarip yazmanız hatalıdır.
Ama garip kelimesini ben garipim şeklinde değil de, ben garibim şeklinde yazabilirsiniz, sanıyorum, burada da siz haklısınız.

Ama illa ki hepimizin çok yaygın yanlışı olan şu -de ve -da ekleri ile, -ki ve -mi ekleri yok mu, onları çözersek epey yol alacağa benzeriz.

Saygıyla.

Sanırım benim en çok yaptığım hata bu ekler. Çözmek için çaba sarfedeceğim hocam. Güzel ve yol gösterici bilgilendirmelerinizden dolayı çok teşekkür ederim. Saygılar.
 

yoSa

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
25 Mar 2008
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
88
Yaş
40
Mesaj farukcagla tarafından (10 Dakika önce Saat 02:34 AM ) değiştirilmiştir..

Reflexten kastınız bu olsa gerek :)
Ani bir hareketle mesajınızı değiştirip benim hatamdan güzel bir örnek...
Ne diyebilirimki...Ateşli muhabbetlerde, bizim muhteşem ikilimiz -de , -da eklerini kullanım yerlerine getirmek zor olabiliyor...Kaldı ki sizinde dediğiniz gibi;
"Benim de bazı yanlışlarımı buldular, hem de konuyu ben açar açmaz, ilk benim yanlışım ortaya çıktı."

Bu durumda şöyle derim; Muhteşem -de ,-da'larımızın yanlış kullanımından bizi terk eyle Ya rab!
Ki hocalarımızın söylemlerinden bertaraf olalım. :)

Saygılar :)
 

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Tabiat kelimesinden geldiği kanaatindeyim. Bu nedenle "tabii ki" kelimesi yerine,
"tabiatıyla" kelimesi kullanılır. Doğallıkla anlamındadır.

Benim bildiğim kadarıyla tabiat kelimesinin karşılığı olan "tabii" kelimesidir.
Örnek verecek olursam; "Hayvanların tabii ortamlarında" diye devam eden bir cümle...
Dilin ince detayları konusunda sizinle hemfikirim.
Bunlar ancak dil bilimcileri açısından büyük önem taşımakta.Ancak bu ,bizim bu tip hatalar yapmamızın bahanesi olamaz...
Kaldıki, sizin de dediğiniz gibi ,basit ek kullanımlarını uygun ve doğru bir şekilde kullanamadıktan sonra ayrıntı önemsizdir...Gerekli eğitim ,ilköğretim çağından üniversite sonuna kadar veriliyor...
Sonuç tartışılır:)

Saygılar Hocam...

Ben gerekli dil eğitiminin ilk okullarda bile tam olarak verildiği kanaatinde değilim.
Verilse idi, bu kadar içler acısı halde olmazdık.

Tabii kelimesi doğal manasına, tabiat kelimesi de doğa manasına geliyor diye biliyorum.

Tabiat kelimesinin karşılığı tabii kelimesi değildir. İkisi aynı kökten türemiş, birbirinin yerini tutmayan ama benzer çağrışımlar yapan iki farklı ve ayrı kelimedir.

Bir de tabiat; huy, mi'zaç, karakter anlamında kullanılmaktadır.

"Sert tabiatlı bir adama benziyor"

"Aynam düştü yerlere
Karıştı gazellere
Tabiatım kurusun
Bakarım güzellere"

Saygılar.
 

yoSa

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
25 Mar 2008
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
88
Yaş
40
Ben gerekli dil eğitiminin ilk okullarda bile tam olarak verildiği kanaatinde değilim.
Verilse idi, bu kadar içler acısı halde olmazdık.

Tabii kelimesi doğal manasına, tabiat kelimesi de doğa manasına geliyor diye biliyorum.

Tabiat kelimesinin karşılığı tabii kelimesi değildir. İkisi aynı kökten türemiş, birbirinin yerini tutmayan ama benzer çağrışımlar yapan iki farklı ve ayrı kelimedir.


Hocam bu durumda şöyle bir ikilemle yüzyüze kalıyoruz;
Doğa ,doğal bir ortamdır...Tabii kelimeside doğal demektir:)
Tanımlamalarda "Doğal ortamlar" diye ibareler geçer,kasıt doğadır,kendiliğinden oluşan,hiçbir etki altında kalmayandır...?


Yani dolaylı söylemlerden ikisi aynı kapıya çıkmaktadır...Yada türkçemizdeki korkunç bir ikilem ,şahıslarımız tarafından tespit edilmektedir...?

Saygılar...
 
Son düzenleme:

farukcagla

⭐Deneyimli Tasarımcı⭐
Katılım
30 Ocak 2008
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Web sitesi
www.fcagla.com
Mesaj farukcagla tarafından (10 Dakika önce Saat 02:34 AM ) değiştirilmiştir..

Reflexten kastınız bu olsa gerek :)
Ani bir hareketle mesajınızı değiştirip benim hatamdan güzel bir örnek...
Ne diyebilirimki...Ateşli muhabbetlerde, bizim muhteşem ikilimiz -de , -da eklerini kullanım yerlerine getirmek zor olabiliyor...Kaldı ki sizinde dediğiniz gibi;
"Benim de bazı yanlışlarımı buldular, hem de konuyu ben açar açmaz, ilk benim yanlışım ortaya çıktı."

Bu durumda şöyle derim; Muhteşem -de ,-da'larımızın yanlış kullanımından bizi terk eyle Ya rab!
Ki hocalarımızın söylemlerinden bertaraf olalım. :)

Saygılar :)

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Sevgiyle, muhabbetle bir örnek daha;

Ne diyebilirimki...= Ne diyebilirim ki...

Kaldı ki sizinde dediğiniz gibi; = Kaldı ki sizin de dediğiniz gibi;

olmalıydı.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Ya rab, belki Ya Rab olur muydu, o kadar Arapçam yok.

bertaraf olmak;
ortadan kalkmak, yok edilmek.

(bitaraf olan, bertaraf olur. K.Atatürk) (Tarafsız kalan yok olur-yok edilir)

Söylem;
1 . Söyleyiş, söyleniş, sesletim, telaffuz.
2 . Kalıplaşmış, klişeleşmiş söz, ifade.
3 . Bir veya birçok cümleden oluşan, başı ve sonu olan bildiri, tez.

"Ki hocalarımızın söylemlerinden bertaraf olalım." cümlenizi yukardaki günümüz Türkçesi açıklamalarıyla yeniden değerlendiriniz, bakınız ne anlam çıkıyor?

Ki hocalarımızın ifadelerinden yok edilmiş olalım veya
ki hocalarımızın söyleyişlerinden ortadan kaldırılmış olalım.

Bunlar ne yazık ki,
"ki hocalarımızın eleştirilerinden uzakta duralım" anlamına gelmiyor. Oysa siz bu amaçla yazmıştınız değil mi?

Öyleyse bırakınız -de -da gibi gramer eklerini, niçin anlamını doğru olarak bilmediğimiz söylem ve bertaraf kelimelerini kullanıyoruz?

Biri öz Türkçe ama yanlış kullanıyoruz, diğeri Farsça ama yine yanlış kullanıyoruz.

Ne demiştim? Grafiker tasarımcıysa iletişimci demektir. İletişim aracı olarak renk, leke, kompozisyon neyse dil de odur.

Dilini iyi bilen meramını iyi anlatır.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx


Yine bir son dakika refleksi;

"Doğa ,doğal bir ortamdır...Tabii kelimeside doğal demektir"
cümleniz;
"Doğa ,doğal bir ortamdır...Tabii kelimesi de doğal demektir" şeklinde -de eki ayrı olmalıydı.

Doğal, doğa, tabii, tabiat kelimelerinin anlamları sözlüklerde vardır. Bertaraf ve söylem kelimelerinin anlamları da TDK sözlüğünde açıkça belirtilmiştir.

Ben, kelimelere ve sözlere sözlük anlamlarının dışında kendimizin özel anlamlar yükleyip sonra bunun doğru mu yanlış mı tartışmasını yapmayı sağlıklı olarak görmüyorum. Bizim kendimize ait özel anlamlar yüklediğimiz kelimelerle toplumda sağlıklı iletişim kuracağımızı düşünmüyorum.

Yanlış bilip, yanlış kullandığımız kelimelerle doğru cümleler kuramayız, meramımızı düzgün ifade edemeyiz. İfade düzgün olmayınca iletişim de düzgün olmaz ve anlaşmazlık doğar.

Bütün kavgaların sebebi sağlıklı iletişim kuramamaktır. Anlamamak veya anlaşılamamaktır.

Bu nedenle önce düzgün kelimelerle düzgün cümle kuracağız, böylece fikrimizi düzgün ifade edebildikten sonra -de, -da ekleri gibi gramer ve imla kuralları gibi daha ince ayrıntılara gireceğiz.

Problemin büyüklüğü ortadadır.

Saygılar bizden.
 
Son düzenleme:

yoSa

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
25 Mar 2008
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
88
Yaş
40
bertaraf olmak;
ortadan kalkmak, yok edilmek.

(bitaraf olan, bertaraf olur. K.Atatürk) (Tarafsız kalan yok olur-yok edilir)

Söylem;
1 . Söyleyiş, söyleniş, sesletim, telaffuz.
2 . Kalıplaşmış, klişeleşmiş söz, ifade.
3 . Bir veya birçok cümleden oluşan, başı ve sonu olan bildiri, tez.

"Ki hocalarımızın söylemlerinden bertaraf olalım." cümlenizi yukardaki günümüz Türkçesi açıklamalarıyla yeniden değerlendiriniz, bakınız ne anlam çıkıyor?

Ki hocalarımızın ifadelerinden yok edilmiş olalım veya
ki hocalarımızın söyleyişlerinden ortadan kaldırılmış olalım.

Bunlar ne yazık ki,
"ki hocalarımızın eleştirilerinden uzakta duralım" anlamına gelmiyor. Oysa siz bu amaçla yazmıştınız değil mi?

Öyleyse bırakınız -de -da gibi gramer eklerini, niçin anlamını doğru olarak bilmediğimiz söylem ve bertaraf kelimelerini kullanıyoruz?

Biri öz Türkçe ama yanlış kullanıyoruz, diğeri Farsça ama yine yanlış kullanıyoruz.

Ne demiştim? Grafiker tasarımcıysa iletişimci demektir. İletişim aracı olarak renk, leke, kompozisyon neyse dil de odur.

Dilini iyi bilen meramını iyi anlatır.

Saygılar bizden.



1. Anlam; öbür yöne doğru savrulmak. O ve bu tarafa dağılmak.

2. Anlam;Kurtuluş savaşı hakkinda bilgi edinirken karşımıza çok çıkan bir terim. Durmadan düşmanlarımızı bertaraf etmişizdir.

3. Anlam; ortadan kaldırılmak, yok olmak.
(bkz: bertaraf etmek)

4. Anlam ; tarafın dışına çıkmak,yani etkisiz hale gelmek.ayrıca ortadan kaldırılmak,giderilmek.

(bkz: taraf olmayan bertaraf olur)

Sözlükteki anlam sıralarına göre dizilmiştir...
Hocam izniniz olursa şunu eklemek istiyorum;
Kelimelerin anlam karşılıkları bulunur ve belirlenirken kesin ve kes ilk anlamlar (insanların aklında ilk çağrışım yapan) kelimeler yazılır...Literatürde bu baz alınır...
Sizin söylemlerinizdeki yok edilmek vs görüldüğü üzere 3. anlam sırasındadır...
Ocak dediğimde aklınıza ilk gelen anlam, sözlükte ilk sıradadır:)
Ve cümlenin gidişatına , cümle içindeki kullanılış yerine göre anlam bütünlüğü, gerekli kelimeye yüklenerek sağlanır...Benim söylemek istediğimi cümle içinde anlıyorsanız (Kaldı ki sözlükte ilk sırada benim kastettiğim anlam var) zaten hiçbir sorun yok demektir...

Tekrar saygılar...
 
Son düzenleme:

efoja

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
2 Nis 2008
Mesajlar
4,184
Tepkime puanı
132
Web sitesi
birderindeniz.blogcu.com
yoSa söylemeye çalıştığın şey anlatım bozukluğuna giriyor. Ama bu konu burada yok. İstersen ayrı bir konu aç, anlatım bozukluklarıyla ilgili burada konu dağılmasın. Bu arada "tabii" doğru olan. Konuya nokta kondu mu, anlamadım okurken; aklım karıştı ama söyleyeyim istedim. Saygılar canım :D
 

blueden

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
7,264
Tepkime puanı
176
yoSa söylemeye çalıştığın şey anlatım bozukluğuna giriyor. Ama bu konu burada yok. :D

"yoSa söylemeye çalıştığın şey anlatım bozukluğuna giriyor; Ama bu konu burada yok."

Diye kullanırsak sanırım daha iyi olur.:wink:

Aralarında “ama, fakat…” gibi bağlaçlar bulunan bağlı cümlelerde bu bağlaçtan önce veya bu bağlaçların yerine kullanılır:

"Çok iyi anlattı; ama dinleyen olmadı."

gibi...

Saygılar.
 

ERKUS

🏅Acemi Tasarımcı🏅
Katılım
23 Eki 2007
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Yaş
65
Faruk Bey'in açtığı konuya sonuna kadar destek veriyorum...Türkçe demek "biz" demektir. Haydi genç arkadaşlar ilk olarak işe "nick" lerimizi (lakap) Türkçeleştirerek başlayalım mı?
 

efoja

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
2 Nis 2008
Mesajlar
4,184
Tepkime puanı
132
Web sitesi
birderindeniz.blogcu.com
Faruk Bey'in açtığı konuya sonuna kadar destek veriyorum...Türkçe demek "biz" demektir. Haydi genç arkadaşlar ilk olarak işe "nick" lerimizi (lakap) Türkçeleştirerek başlayalım mı?

Benim lakabım yabancı bir dil değil; adımın şifreli yazılışı, ancak baş harfini büyütebilirim. İyi fikir.
 

blueden

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
7,264
Tepkime puanı
176
Benim cümlemin gidişatına uygun bir kelimedir "ama". (ancak mahiyetindedir)
Bunun için cümlem çok farklı olmalıydı:

"yoSa söylemeye çalıştığın şey anlatım bozukluğuna giriyor; burada anlatım bozukluğu diye bir konu yok." gibi mesala.


Söylediğiniz şey de anlatım bozukluğu ile ilgili bir konu. Ancak benim cümlenin gidişine göre söylediğiniz şey geçerli değil. Burada geçerli olan hatam noktalı virgülden sonra büyük harfle başlanmaz. Teşekkür ederim.

Eğer cümle konunun devamı niteliğinde ise;
ama, fakat, lâkin, gibi bağlaçlar kullanılmış ise cümlede ki anlatım bozukluğunu gidermek için noktalı virgül kullanılır ki yeni bir cümleye başlansaydı nokta kullanımı doğru olacaktı.
Kendilerinden evvelki cümleyle ilgi kuran ancak, yalnız, fakat, lâkin, çünkü, yoksa, bundan dolayı, binaenaleyh, sonuç olarak, bununla birlikte, öyleyse vb. cümle başı bağlaçlarından önce konur:

"Halis bir şiir fena okunabilir; lâkin sahte bir şiir iyi okunamaz."

(Yahya Kemal Beyatlı)

Sıralı cümleler arasında ancak, fakat, çünkü vb. cümle başı bağlayıcılarından önce yazar, araya nokta, virgül, noktalı virgül koymakta serbesttir. Bu husus, yazarın üslûptaki tercihiyle ilgilidir
Halis bir şiir fena okunabilir; lâkin sahte bir şiir iyi okunamaz.Fakat noktalı virgül koymak Türkçemizin doğru anlaşılması açısından daha iyi olucaktır.

Aşağıdaki gibi;

"yoSa söylemeye çalıştığın şey anlatım bozukluğuna giriyor; Ama bu konu burada yok."

Teşekkürler.
 
Son düzenleme:

efoja

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
2 Nis 2008
Mesajlar
4,184
Tepkime puanı
132
Web sitesi
birderindeniz.blogcu.com
Blueeden, iki nokta üstüste olursa tamam büyük harf. Bu arada bağlaçların en büyük özelliği aslında virgüle, noktalı virgüle ihtiyaç bırakmaz. Neyse... Noktalı virgül genelde fiilimsilerden sonra gelir ki; bileşik cümlelerde sıkça görürüz. Bileşik cümlelerde bir kaç cümle yanyana gelir, tek bir cümle olur beraber. Büyük harf yoktur. Sağolasın.

Bu arada biz lakaplarımızı değiştiremiyiz ki! Unuttum. Özel üyeler bir kez değiştirebiliyor.
 

kasta095

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
23 Mar 2008
Mesajlar
4,835
Tepkime puanı
173
ilk önce bu konu görence susmayı karar verdım:) neden susmayi? türkçem o kadar iyi değil. İnsanlar beni yanlış anlayacak diye susmayı terc ettım.

ama şimdi, burada size, herkese katılanlara TEŞEKKÜR etmek isterim;) :utann:
 

efoja

👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
2 Nis 2008
Mesajlar
4,184
Tepkime puanı
132
Web sitesi
birderindeniz.blogcu.com
Kasta susma. Burada hatalarımızı düzelteceğiz susarsak olmaz, tartışmazsak olmaz. Sen yabancısın değil mi, senin için çok daha güzel. Ben senin dilini senin gibi konuşmak isterdim!
 

blueden

Kreatif Stratejist
👑Efsanevi Grafiker👑
Katılım
26 Şub 2008
Mesajlar
7,264
Tepkime puanı
176
Blueeden, iki nokta üstüste olursa tamam büyük harf. Bu arada bağlaçların en büyük özelliği aslında virgüle, noktalı virgüle ihtiyaç bırakmaz. Neyse... Noktalı virgül genelde fiilimsilerden sonra gelir ki; bileşik cümlelerde sıkça görürüz. Bileşik cümlelerde bir kaç cümle yanyana gelir, tek bir cümle olur beraber. Büyük harf yoktur. Sağolasın.

Bu arada biz lakaplarımızı değiştiremiyiz ki! Unuttum. Özel üyeler bir kez değiştirebiliyor.

Ben teşekkür ederim, evet kullanıcı adını değiştirme konusunda haklısınız ama değiştiremiyoruz.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst